Haftadan... haftaya.. gibi olmasin istiyorum tabi de; cok istedigim gibi yazamiyorum o yuzden böyle uzun suruyor yazmasi.
Bugun biraz Malmö hakkinda neler dusunuyorum, onu yazicagim.
Daha önce 3 5 defa geldik buralara, az biraz biliyoruz tursist olarak. Ama iste daha önce turist olarak geldigin sehirde yasayan olmak biraz degisik, garip.
Sehrin merkezinin Triangeln, Lilla Torg oldugunu biliyorsun mesela ama baska nerede ne var pek haberin yok. En güzel cheesecake Lilla Torgdaki Pronto"nun yaptigini biliyorsun ama baska alternatifleri denemedin. Sorsalar cumartesi aksami icin bira icilecek en az 5 mekan sayarsin ama millet nerede takiliyor bihabersin. Biradan sonra takilmak icin en havali mekanin Koi oldugunu biliyorsun ama daha önce hep oraya gittin, insan bu merak ediyor baska ne var diye... Bu liste uzar gider.
Demek istedigim sehri ögrenmek istiyorum. Sodergatan uzerinden Gustav Adolftorg'a herkes cikar. Ben burada neler oluyor, biraz onun pesindeyim. Daha bir hafta oldu, ev tuttugum yer ve otelin oldugu yerden baska cok fikrim yok Malmö'de neler oluyor hakkinda. Pazarteside kuzey kutbuna dogru gidiyorum kader bu ya...
Mesela gecen pazar futbol oynamaya bir yere gittik, inanmazsiniz, Turkiye'de olsa benim diyen futbol asigi, yok aga orasi cok uzak... derdi. Degdi mi? Degdi. Yine de zor zanaat. Sonra gecen gun, Yanlis otobuse binmisim, garip bir yerde son durak..."trafik i fin" dedi durdu otobus. Kar var, Atlar var, bir kac ot var. Bir de ben varim. Karsi duraga gectim, otobusun kac dakika sonra gelecegini yazan dijital tabela var, kar var, at var, ben varim.. Allah'in unuttugu yere, söyledigi zamanda otobus gelen durak yapmis gavur, dedim icimden. Gerci disimdan desem de birtek atlar vardi duyacak. Ankara'da olsa korkarim inmem otobusten. Böyle kucuk seyler, yeni gelenler icin buyuk maceralar.
Anahtarimida aldim bugun. Dunya tatlisi Bosnali evsahibimden. Bir insan dusunun savasin icinde dogmus ama sadece guluyor. Sadece. Ablam mutlu. Sadece o degil. Herkes mutlu. Sokakta, markette, ofiste, otelde. Insanlar mutlu. Giden gelen bir cok kisi anlatirdi. insanlar guler yuzlu diye; sadece yuzler gulmuyor bence. Ruhlar mutlu. Hafta boyu ofisteki insanlarin ofislerine misafir oldum.. adam vergileri anlatiyor mesela, can sikici bir konu, toplum, devlet.. artik ne isterseniz onu deyin, öyle guzel kullaniyor ki o vergileri; adam onu bile mutlu anlatiyor. Gerisini siz dusunun.
Neyse konu sapti. Turistten, yerliye gecis biraz bence biraz zor. Surekli yasadiginiz yerde bir haftaligina gelen birinden daha cok bir seyler bilmek istiyorsunuz ister istemez. Neyseki ögrenmeye aciz. Ve daha da guzel ki ögretmekten cekinmiyorlar...
Bugun biraz Malmö hakkinda neler dusunuyorum, onu yazicagim.
Daha önce 3 5 defa geldik buralara, az biraz biliyoruz tursist olarak. Ama iste daha önce turist olarak geldigin sehirde yasayan olmak biraz degisik, garip.
Sehrin merkezinin Triangeln, Lilla Torg oldugunu biliyorsun mesela ama baska nerede ne var pek haberin yok. En güzel cheesecake Lilla Torgdaki Pronto"nun yaptigini biliyorsun ama baska alternatifleri denemedin. Sorsalar cumartesi aksami icin bira icilecek en az 5 mekan sayarsin ama millet nerede takiliyor bihabersin. Biradan sonra takilmak icin en havali mekanin Koi oldugunu biliyorsun ama daha önce hep oraya gittin, insan bu merak ediyor baska ne var diye... Bu liste uzar gider.
Demek istedigim sehri ögrenmek istiyorum. Sodergatan uzerinden Gustav Adolftorg'a herkes cikar. Ben burada neler oluyor, biraz onun pesindeyim. Daha bir hafta oldu, ev tuttugum yer ve otelin oldugu yerden baska cok fikrim yok Malmö'de neler oluyor hakkinda. Pazarteside kuzey kutbuna dogru gidiyorum kader bu ya...
Mesela gecen pazar futbol oynamaya bir yere gittik, inanmazsiniz, Turkiye'de olsa benim diyen futbol asigi, yok aga orasi cok uzak... derdi. Degdi mi? Degdi. Yine de zor zanaat. Sonra gecen gun, Yanlis otobuse binmisim, garip bir yerde son durak..."trafik i fin" dedi durdu otobus. Kar var, Atlar var, bir kac ot var. Bir de ben varim. Karsi duraga gectim, otobusun kac dakika sonra gelecegini yazan dijital tabela var, kar var, at var, ben varim.. Allah'in unuttugu yere, söyledigi zamanda otobus gelen durak yapmis gavur, dedim icimden. Gerci disimdan desem de birtek atlar vardi duyacak. Ankara'da olsa korkarim inmem otobusten. Böyle kucuk seyler, yeni gelenler icin buyuk maceralar.
Anahtarimida aldim bugun. Dunya tatlisi Bosnali evsahibimden. Bir insan dusunun savasin icinde dogmus ama sadece guluyor. Sadece. Ablam mutlu. Sadece o degil. Herkes mutlu. Sokakta, markette, ofiste, otelde. Insanlar mutlu. Giden gelen bir cok kisi anlatirdi. insanlar guler yuzlu diye; sadece yuzler gulmuyor bence. Ruhlar mutlu. Hafta boyu ofisteki insanlarin ofislerine misafir oldum.. adam vergileri anlatiyor mesela, can sikici bir konu, toplum, devlet.. artik ne isterseniz onu deyin, öyle guzel kullaniyor ki o vergileri; adam onu bile mutlu anlatiyor. Gerisini siz dusunun.
Neyse konu sapti. Turistten, yerliye gecis biraz bence biraz zor. Surekli yasadiginiz yerde bir haftaligina gelen birinden daha cok bir seyler bilmek istiyorsunuz ister istemez. Neyseki ögrenmeye aciz. Ve daha da guzel ki ögretmekten cekinmiyorlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder